Sayfalar

2 Aralık 2012 Pazar

İmkanın sınırını görmek...


   Farklı zamanlarda farklı insanlar aynı cümleleri farkı dillerde kuruyorlar ve aslında doğruda konuşuyorlar.Fatih Sultan Mehmet ve Arthur C. Clarke ın sözünden yola çıkarak imkanı ve imkansızı, mümkün olanı ve mümkün olmayanı sorgulamaya başladım.Mümkün olanın ne olduğuna nasıl karar veriyoruz.İlk sıçramamız da yetişemediğimiz o erik ağacında ki erikten vazgeçiyor muyuz? Tabi ki hayır ona bir şekilde ulaşabileceğimizi biliyoruz.Bazen bir taş yardımıyla bazen ağacın tepesine çıkarak.Düşerek kalkarak ama bir şekilde ulaşıyoruz.Onun için çalışmak ve çaba göstermek gerekiyor hayatta.Varlık sağasında kalabilmek için demek gerekiyor.İnsanlar bu zamana kadar denemekten vazgeçseler ne olacaktı? Ne o koskocaman binalar,ne uçaklar hiç bir şey olmayacaktı.Şimdi yapamayacağımız bir şey olmadığına inanma vakti geldi.Arabamı yapmak istiyoruz? Yapalım o zaman.Ama zaten şuan herkes araba yapıyor.Kimsenin yapmadığı bir şeyle devam edelim yolumuza.O zaman büyük bir ülke oluruz.Unutmayalım ki teknoloji her gün ilerliyor ve bütün ülkeler bir gün uzay mekiği dahi yapacaklar.Şimdi kolları sıvayıp çalışma vakti.Mücadeleyi önde olan kazanır.....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder